Eskiden kendime sürekli dışardan bakmaya çalışıyordum. Bunu doğru mu yapıyorum? Bunu dediğimde nasıl anlaşılıyorum? Bu hiç bana yakıştı mı?
Şimdiyse kendimi tanımaya izin vermeye çalışıyorum. Tanıdıkça seveceğim yanlarım kadar hoşuma gitmeyen yanlarım da olduğunu görüyorum. Hoşuma gitmeyen yanlarımla kalmak nasıl bir şey merak ediyorum, hiç denemedim. Hiç denemediğim yeni bir şey yapmaya çalışıyorum. İçime bakmaya, hem de dışarıya gözlerimi kapatmaksızın içime bakmaya. Sadece içime bakıp dışarıya gözlerimi tamamen kapatmaya çalıştığım günler de oldu. Denedim. Bana iyi geleni bulmaya çalışırken el yordamıyla hareket etmek nasıl bir şey onu gördüm. Denedim, olmadı, başka bir yolu varsa o yolu nasıl bulabilirim merak ettim. Onu da el yordamıyla buldum. İçime bakıp dışımı görmemenin bana iyi gelmediğini anladım. Dışarıyı da gözetirken içime bakmanın, yolumu bulmanın, kendimi görmenin nasıl olduğunu merak ediyorum. Deniyorum. Çünkü hayat, Hakan hocanın da dediği gibi hazır kalıplarla önümüze konulan mutluluk formülleriyle ilerlemiyor. Hayat ilmek ilmek örülüp ancak kendimizin inşa edebildiği bir şey.