Sezgisel Beslenme

Sezgisel yeme (Yemek için fizyolojik açlık ve tokluk ipuçlarına güvenme), mevcut kilo yönetimi stratejilerine daha sağlıklı, daha etkili ve daha doğuştan gelen bir alternatif olarak önerilmiştir (Denny ve arkadaşları, 2012).

Sezgisel yeme, araştırmaların önemli ölçüde ilgisini çeken uyarlanabilir bir yeme tarzıdır (Gödde ve arkadaşları, 2021). Denny ve arkadaşlarının çalışma bulguları, erkeklerin kadınlara oranla daha çok beden sinyallerine güvenerek beslendiğini göstermiştir.

Yeme bozuklukları konusunda uzmanlaşmış bir beslenme terapisti olan Resch, “Zehirli bir diyet sistemini bırakmanın zamanı geldi” diyor. “Veriler, diyet yapanların %95’inin diyette başarısız olduğunu ve eğer kilo vermişlerse üçte ikisinin daha fazla kilo aldığını gösteriyor.” Body Image dergisindeki son araştırmaya göre, kadınların sadece yüzde 20’si kilolarından “çok” veya “son derece” memnun hissediyor. Ancak zayıf olmak için diyete odaklanma, sağlıklı olmak için “temiz” beslenmeye verilen önemin yerini alırken, bir yandan da obezite seviyeleri yükseldi. Yiyecekleri kısıtlamak işe yaramıyor gibi görünüyor. 

Sezgisel yeme, “sağlıklı kilo” fikrini genel sağlıktan ayırır. Araştırmalar, düzenli fiziksel aktivite yapmak, günde en az beş meyve ve sebze yemek, sigara içmemek ve orta düzeyde alkol tüketmek gibi dört alışkanlığı olan kişilerin, kiloları ne olursa olsun benzer ölüm oranları yaşadığını ortaya koyuyor. Kendimizi kısıtlamak ve vücudumuzun içgüdülerini geçersiz kılmakla ilgili olan diyetin aksine, sezgisel yeme öz-şefkat ve bedenlerimize güvenmekle ilgilidir.